".................................,

Bugün hazır biz bize iken biraz daha içimize dönük konuşmak ve son zamanlardaki duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Bütün bu anlatılanları sizlerin desteğiyle, benimle birlikte görev yapan onlarca idari ve akademik idarecimizin katkılarıyla, hep birlikte yapıyoruz. Üniversitemizde en üst yönetim sorumluluğunu taşıyan, Pamukkale Üniversiteli bir akademisyen olarak bugünlerde, araştırma projeleri, eğitim kalitesi, üniversitemizin dünya üniversiteleri arasındaki yeri gibi önemli konuların önüne başka bir konuyu almak zorunda kaldım.
Pamukkale Üniversitesi'nde akademik ortamın koruması.
Akademik ortam!
Ne arazi, ne binalar, ne bireyler, ne projeler, Üniversitenin gerçek ruhu, en değerli varlığımız.
Birbirinden farklı düşünen ama karşılıklı saygı duyan, tartışan fakat kavga etmeden ortak bir program yürütebilen, akademik hırsıyla ilerlemek isteyen fakat arkadaşını engel olarak görmeyen, standarttan çıkıp yeni şeyler düşünmeye vakit ayırabilen, dogmalara saplanmadan ne kadar aykırı olursa olsun yeni yolları deneyebilen, birşeyler yapmak istediğinde kurumunun kendini destekleyeceğine inanan bilim insanlarının oluşturduğu evren. Bu evrende ne lider var, ne komutan. Kimsenin sözüne sorgulanmadan, araştırılmadan inanılmaz. İnsanlar yalnızca ürettikleri projeler, yayınlar, kitaplar ve
yetiştirdikleri öğrenciler sayesinde saygı görürler. Biz iyisiyle, kötüsüyle, mutlulukları ve üzüntüleri ile bu ortama alışığız
Üniversitemiz sınırları dışına çıktığımda inanın içim daralıyor. Dış evrenimizde akademik dünyamızı besleyecek destekler, bize yansıyan enerji, bizi zorlayan devinim giderek azalıyor. Sadece toplumda, kurumlarda değil, üniversitelerin bir çoğunda bile bu ortama destek kayboluyor. Akla ve bilime inanç, bilim adamına güven, eğitim kalitesinin önceliği, geleceğe yatırım, emeğe saygı, fikir özgürlüğü gibi kavramlar artık gündemde değil.
Maddi destekten vazgeçtim, manevi destek bile bilim dünyasına kontrollü veriliyor.
Üniversiteme döndüğümde, sizlerle yeni bir projeyi, bir organizasyonu, geleceği konuştuğumda moralim yerine geliyor. Bir süre kampüste kaldıktan sonra birlikte birşeyler yapabileceğimizi hissediyor, yeni bir çaba için enerji topluyor ve tekrar dışarı çıkıyorum.
Bizim üniversitemizde hiç mi sorunumuz yok? Var, hem de bir sürü.
Burası cennet mi? Mümkün değil, sıcaktan pişerek ders yapıyor, yağmur altında yürüyoruz.
Sadece bir tek farkımız var, isteyen istediği zaman herşeyi sorguluyabiliyor, cevaplara ulaşabiliyor, tartışabiliyor. Eğer düzeltilemeyen bir olumsuzluk varsa mutlaka açıklayacak mantıklı bir nedeni de oluyor.
Ben akademik ortamımızın farklı olduğunu düşünüyorum.
Umarım, rektör olduğum için bana öyle gelmiyordur!
Bütün yöneticilerimizden ve akademisyenlerimizden bu ortamı bozma potansiyeli olan sorunlara öncelik vererek, konsensus içinde en kısa zamanda çözüme ulaştırmalarını rica ediyorum.
Önümüzdeki birkaç sene üniversiteler için çok zor olacak: ekonomik krizle ortaya çıkan bütçe kesintileri, zorunlu hizmet dayatmaları, görevlendirmeler, norm kadro zorlamaları, öğrenci sayılarında defacto artışlar, tam gün yasasına sokuşturulan öğretim üyelerinin özlük haklarını değiştiren kurallar, üniversitelerin kaynaklarına el koyma girişimleri, YÖK yasasını daha da
merkeziyetçi hale getirecek yasa teklifi, hepsi üniversitemizin akademik ortamını bozma potansiyeli olan tehditler. Bu yüzden mümkün olduğunca elde ettiğim her bilgiyi bölüm başkanları ile toplantı yaparak paylaşıyorum, istiyorum ki üniversitedeki herkes gelecekteki bulanıklığı görsün, kimse başkasından daha bilgili olmasın, birbirimize karşı kuşku, güvensizlik oluşmasın. Eğer herhangi bir konuda tercih yapmak zorunda kalırsak kurallar açık olsun nasıl yapıldığını mutlaka herkes görsün.
Bu sene akademik törenimiz biraz geçikti. Tek nedeni, kadrolarda yaşanan sıkıntının açıklığa kavuşmasını beklememizdi. İstedik ki, bugün düzenlediğimiz törende yükseltmesi yapılan arkadaşlarımızın mutluluğuna, gelecek kaygısı duyan arkadaşlarımızın gölgesi düşmesin. Mutlu olacaksak hep birlikte mutlu olalım.

......................................."              

Konuşmanın tamamı pdf